Saimbeyli-Obruk Şelalesi

Dört tekerin tembelliğine alıştığım kış mevsimi boyunca,benim XT sanki küskün bir arkadaş gibi,sitenin otoparkında yanından her geçişimde sanki gözlerini benden kaçırıyordu.İlkbaharda aramızı biraz düzeltip tekrar eski günlere dönmek istedimse de  küçük kaçamaklarım bir türlü ona yetmedi.Hal böyle olunca önce bir güney kıyılarından Antalya hatta Datça planları yapmaya başladım.Bu arada Osmaniye'de oturan ve 3-4 aydır DL650 bakınıp sahibinden.com manyağı haline gelen eski dostlarımdan Fevzi telefon açıp "Caponord aldım abicim ben" deyince  hemen gezi planlarıma kendisini de dahil ettim."Hani birader DL alıcaktın nereden çıktı bu Capo şimdi?" muhabbetlerini uzun uzun yaptık,bu arada benim Aprilia sevdam Capo'yu görünce tekrar depreşti..Herneyse uzatmayayım planladığımız Antalya gezisini son anda çeşitli nedenlerden (benim bütçedeki onarılamaz kara delik vs) son gün iptal edince aynı hafta sonuna orta-yakın bir gezi planı uydurdum:  Saimbeyli feat. Obruk Şelalesi.
"Sabah erkenden kalkıp güneş doğarken yollardaydık" diye başlayamıyorum çünkü ikimizde tembel adamız,rahat adamız.Big Lebowski bizim yanımızda çırak olur ancak o derece yani.Fevzi Osmaniye'den ben Adana'dan çıkıp 9.00 da  Kozan'da buluşacağız planda.Saat 09:20de daha Kozan'a 30 km. varken bir yandan gazlayıp bir yandan motorun saatini geriye ayarlarım  diye düşünürken buluşma noktasına vardım ama bizim eleman yok ortalarda.Ben etrafımda toplanmaya başlayan meraklı ahaliye "Buradan dev gibi bir motor geçtimi yahu?" diye sorarken Fevzi göründü yolda.Selam sabahtan sonra ilk sözü şu oldu:
-Motorun saati geri kalmış yahu...
-??!!!
Ne kadar uyumlu bir ikili olduğumuzu siz tahmin edin artık.
Sıcaktan bunalmış halde hemen devam edip Dağılcak mesire yerinde ilk molamızı verdik.







Buradaki ufak tesiste çalışanlar henüz kalkıp işe teşrif etmediklerinden çay içme hayallerimiz sönüyor.Pınardan suyumuzu içip,yolda beni tanıyan eski bir hastamın verdiği bir avuç kirazı mideye indiriyoruz.



Bu fotoğrafta Caponord ile benim XT'yi karşılaştırıyorum.

Tekrar yola devam,yolumuz Kozan'dan sonra dağa tırmanış ve bol viraj şeklinde.Yol boyu çam ormanları var,vizör genelde açık derin derin nefes alıp alışık olmadığımız o nefis kokuları içimize çekiyoruz.Mezuniyet sonrası ilk görev yerim Saimbeyli,o yolları hiç unutmamışım.Her virajı, yoldaki herşeyi hala unutmamışım.Tabi arada bazı yerler bazı yollar değişmiş,genişletilmiş ama genelde aynı.Feke,Saimbeyli ve Tufanbeyli Adana'nın ilçeleri ama gerek iklim gerek ekonomik açıdan Adana'dan oldukça farklı yerler buralar.Mahrumiyet bölgeleri yani.Halk geçimini ufak arazilerde yaptıkları geleneksel tarım,orman işçiliği ve az biraz hayvancılıktan sağlar bu bölgelerde.Hele köyler,dağ köyleri..Osmanlı zamanından beri neredeyse aynı şekilde yaşarlar.O zamandan değişen belkide tek şey evlere giren televizyon ve çatılardaki uydu antenleridir.

Yol boyunca bize eşlik eden Göksu nehrini hiç bu kadar yüksek debili görmemiştim



Akkaya köyünde yol kenarında ufak bir lokantada tekrar mola.Çayy,çayy diye inleyerek giriyoruz içeriye.Hemen koşuyor çocuklar sağolsunlar,Ajda bardağı olduğunu sonradan öğreneceğimiz güllü bardaklarla  çayımızı içiyoruz.


 
Fevzi bu arada her daim pırıl pırıl olmasını istediği vizörünü sıvı sabunlarla yıkayıp parlatıyor.Bu işlemi yol boyunca su ve deterjan bulduğu her yerde tekrarladığında kendi kaskıma ve vizöre bakıp yapışmış olan sineklerin henüz limite ulaşmadığını vede aradaki temiz alanlardan hala yolun rahatça göründüğünü düşünüp durdum ben de.





Saimbeyli'ye ulaştığımızda oldukça acıkmıştık.Çay güzel ama karın doyurmuyor.Eski tanıdıklarla biraz sohbet edip ilçe dışında ağaçlar altında küçük bir lokantaya gittik.


Fevzi burada 1 kilo pirzola,ezelden beridir kırmızı etle küs olan bense 2 alabalığı burada afiyetle yedik.Yemek fotoğraflarını çekmeye fırsat bulamadım ama üstüne içtiğimiz soğuk suyun fotoğrafı mevcut



Basit bir lokanta ama küçük deresi,ağaçları ve gölge,serin havası buradan ayrılmamıza bir türlü izin vermedi.Planda aslında devam edip Tufanbeyli'ye doğru sürecektik (Şarköy ve Komana kalıntılarını görmeye) ama hava kararmadan önce şelaleyi görebilmek için Saimbeyli'ye döndük.
Hava kararmadan sağlık ocağındaki eski mesai arkadaşlarıyla buluştuk,sağolsunlar mangalda tavuk keyfi için her türlü hazırlığı yapmışlar.Hedef Obruk Şelalesi ve buradaki piknik alanı.Bu arada yeraltı sularının aşındırmasıyla toprak-kaya katmanlarının çökmesiyle oluşan derin çukurlara "obruk" deniyormuş.Burası derin bir vadi görünümünde bir yer,çökmenin büyüklüğü muazzam anladığım kadarıyla.



Saimbeyli'deki Orman İşletme Müdürlüğü ve Kaymakamlık çevrede güzel bir düzenleme yapmış.Keyifli bir yer haline getirmişler burayı.



Bu fotoğraftan anlaşılacağı üzere Saimbeyli'nin bir diğer ünlüsü de kirazları.Henüz kirazların olmasına 1-2 hafta varmış,ürünün çoğu yurt dışına gidiyor buradan,kiraz festivalleri bile var.




Vee işte şelaleye geldik sonunda..






Büyük şelalenin çevresinde onlarca küçük şelale de var






Bu şirin bina da yeni yapılmış,eskiden burada harap bir kulübe gibi bir şey vardı




Geceyi öğretmenevinde geçirdik.Yanımıza çadır almadığımıza pişman olurmuyuz acaba diye düşünüyordum ama geceyi yorgan altında üşüyerek geçirdikten sonra burada kaldığımıza sevindim.Sabah uyanıp ikişer poğaça ile kahvaltı işini geçiştirdikten sonra dönüş yoluna çıktık.


İmamoğlu'ndan sonra Fevzi ile yollarımız ayrılıyor.Fevzi Osmaniye'ye ben de Adana'ya doğru yola koyuluyoruz.



Son olarak yol boyunca dinlediğim şarkılardan seçtiğim bir top5 yapayım size
1.Within Temptation-Deceiver of fools
2.Zakkum-Zehr-i Zakkum
3.Chris Cornell-You know my name
4.Megadeth-Tout Le Monde
5.AC/DC-Highway to Hell

Yorumlar

Adsız dedi ki…
gerçekten güzel bir gezi olmuş : )

Saimbeyli Obruk taki Şelale merkezini görmenizi ve Ömrüm boyunca görebileceğim Meryem Ana Heykelinin resminide çekmenizi isterdim : )

( Obruktaki araba park yerinden Dağ zirvelerine Dogru baktıgımızda kafasının arkasındaki büyük ağaçtan daha büyük bi kafası var gövdesi ne kadar tahmin edin artık )
Adsız dedi ki…
Hmm, that?s some cool information. I would search on Google to find other relevant articles. Actually, I came across your blog on Google Blog Search. I?m going to add your RSS feed to my reader. Continue posting please!

paxil

Popüler Yayınlar